-
1 عين
Iعَيْن1. içmeler2. mösyö3. özAnlamı: bir kimsenin benliği4. adam5. ajanAnlamı: bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus, temsilci6. kaymak7. cevherAnlamı: bir şeyin özü8. centilmenAnlamı: iyi arkadaşlık eden, görgülü, kibar9. efendiAnlamı: özel adlardan sonra kullanılan bir unvan, (bey) gibi10. casus11. bey12. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh13. membaAnlamı: kaynak, pınar14. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp15. kolcu16. kodamanAnlamı: ileri gelenlerinden olan (kimse)17. emirAnlamı: kumandan, önder18. gözAnlamı: görme organı19. mahiyetAnlamı: nitelik, vasıf20. değnekçiIIعِينantilopعَيَّنَ1. atamakAnlamı: birini bir göreve getirmek, tayin etmek2. belirlemekAnlamı: belirli duruma getirmek, tayin etmek -
2 قلب
IقَلَبَevirmekAnlamı: döndürmek, çevirmekIIقَلْب1. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh2. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme3. çevirimAnlamı: çevirme işi4. midiAnlamı: orta5. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp6. gönülAnlamı: sevgi, istek gibi kalpte var sayılan duygu kaynağı7. kalpAnlamı: temiz kanı vücuda dağıtan organ, yürek8. kalbAnlamı: yürek, gönül9. averajAnlamı: ortalama, sayı farkı10. antitezAnlamı: karşı sav11. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu12. yürekAnlamı: kalb13. özAnlamı: bir kimsenin benliği14. can eviAnlamı: yüreğin altındaki bölge, en duyarlı yer15. değişim16. becayişAnlamı: yer değiştirme17. cevherAnlamı: bir şeyin özü -
3 حقيقة
حَقِيقَة1. doğruAnlamı: gerçek, yalan olmayan2. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp3. mahiyetAnlamı: nitelik, vasıf4. gerçeklikAnlamı: gerçek olan, var olan şeylerin tümü5. hakikatAnlamı: bir işin doğrusu6. özAnlamı: bir kimsenin benliği7. cevherAnlamı: bir şeyin özü -
4 لب
لُبّ1. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh2. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp3. özlüAnlamı: özü olan4. gönülAnlamı: sevgi, istek gibi kalpte var sayılan duygu kaynağı5. mahiyetAnlamı: nitelik, vasıf6. entelektAnlamı: akıl, zihin, idrak7. nüveAnlamı: bir şeyin özü, çekirdek8. usAnlamı: akıl9. özAnlamı: bir kimsenin benliği10. akılAnlamı: düşünme, anlama ve kavrama gücü11. can eviAnlamı: yüreğin altındaki bölge, en duyarlı yer12. cevherAnlamı: bir şeyin özü -
5 ماهية
ماهِيَّة1. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh2. özlükAnlamı: bir şeyin durumu, mahiyet3. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp4. mahiyetAnlamı: nitelik, vasıf5. özAnlamı: bir kimsenin benliği6. cevherAnlamı: bir şeyin özü -
6 باطن
باطِن1. kapalıAnlamı: gizli, saklı veya müphem2. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh3. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp4. içrekAnlamı: gizli5. hafiAnlamı: gizli olan6. karın7. saklıAnlamı: saklanmış olan8. özAnlamı: bir kimsenin benliği9. cevherAnlamı: bir şeyin özü -
7 ذات
1. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh2. egoAnlamı: insanın içi veya kendi, ben3. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp4. özAnlamı: bir kimsenin benliği5. şahısAnlamı: kimse, kişi, zat6. cevherAnlamı: bir şeyin özü -
8 كنه
كُنْه1. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh2. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp3. mahiyetAnlamı: nitelik, vasıf4. özAnlamı: bir kimsenin benliği5. cevherAnlamı: bir şeyin özü -
9 نواة
نَوَاة1. eşelekAnlamı: elma, ayva gibi meyvelerin yenmeyen iç bölümü2. nüveAnlamı: bir şeyin özü, çekirdek3. özAnlamı: bir kimsenin benliği4. çekirdek
См. также в других словарях:
öz — 1. is., fel. 1) Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti. H. Taner 2) Kendine, kendi kendini anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz Öz eleştiri, öz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
benlik — is., ği 1) Bir kimsenin öz varlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet Küçük veya büyük çapta ama mutlaka dürüst, namuslu bir iş adamı olmak hırsı bütün benliğini sardı. T. Buğra 2) Kendi kişiliğine önem verme, kişiliğini üstün… … Çağatay Osmanlı Sözlük